GÜNDEMİN İÇİNDEN...

Değerli Meslektaşlarım,
 
2012 yılı, biz eczacılar için önemli satır başlarını içeren gündem maddeleri ile yoğun geçmeye devam ediyor. 2012 SGK İlaç Alım Protokolünün imzalanması, ardından 6197 sayılı yasada yapılan değişiklik bu yoğun gündem içerisinde sonuçlanan iki madde olarak karşımızda durmaktadır.  2005 yılından bu yana eczane ekonomilerini her geçen gün biraz daha çıkmaza sokan Kamu Kurum Iskontolarının eczaneler üzerinden uygulanmasının kaldırılmasına ve son olarak 2011 yılında da yapılan düzenlemeler sonucu eczanelerimizde oluşan eczane stok zararlarımızın telafisine yönelik beklentilerimiz devam etmektedir.
 
Daha öncede söylediğimiz gibi KKİ ile ilgili olarak 2012 SGK İlaç Alım Protokolünde belirlenen 01.10.2012 tarihine kendimizi endekslememiz ve mutlak suretle KKİ yükünden eczanelerimizi kurtarmamız gerekmektedir. Her ne kadar 02.08.2012 tarihinde yapılacak olan 5. Başkanlar Danışma Kurulu toplantısının gündeminde olmasa da mutlaka orada gündem edilmesi ve konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici karar alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Bize göre 2013 yılı SGK İlaç Alım Protokolü imzalanmadan önce eczacıların KKİ gibi bir sorunu kalmamalıdır.
 
Eczane stok zararları ve bu zararların telafisi ise bizce tam bir kaosa dönüşmüş durumdadır. Örgüt içinde yaratılan “İTS ye bildirelim mi? bildirmeyelim mi?” ikilemi ile TEB kararlarını tartışılır hale getirir ve bu kararları siz uygulamazsanız; başkalarının da bu kararlara uymamalarının yolunu açarsınız. Bir taraftan TEB “stok zarar faturalarınızı keserek dağıtım kanallarına teslim edin” diyecek, diğer taraftan eczacısına ITS stok zarar bildirimi yaptırmayan bazı eczacı odalarımız web sayfalarında “hayır fatura kesmeyin” diyecek, sonrada “kaos var” diye birilerini suçlayacaksınız. İlaç firmalarının oluşan eczane stok zararlarını mal fazlalarından arındırılmış bir şekilde ve imalatçı fiyatından ödemek istemeleri, dağıtım kanallarının ise firmalar tarafından kendilerine ödeme yapılmadan işlem yapmak istememeleri, sorunun temelini oluşturmaktadır.
 
Tüm bunların yanında Adana Eczacı Odası Yönetim Kurulu olarak bizler, eczane stok zararlarımızın bir an önce ödenmesine yönelik olarak, eczacılarımızın kestikleri eczane stok zarar faturalarını noter aracılığı ve ihtarnameler ile birlikte ilgili dağıtım kanallarına ilettik. Dağıtım kanallarının bu faturaları kabul etmemeleri halinde ise yasal düzenlemeler çerçevesinde TEB ve hukukçuları ile oda avukatımızın görüşleri doğrultusunda hukuki girişimlerde bulunacağız.
 
2005 yılından bu yana eczacılarımız daralan eczane ekonomileri içerisinde yaşam savaşı verirken, %4 - %7 ticari ıskontoların iptal edilmesi ve bunların yanında stok zararlarının da mali yükünün eczacılarımıza yıkılmaya çalışılması kabul edilebilir bir olay değildir. Bu anlamda bizler eczacımızın stok zararları telafi edilene kadar, örgütlü davranış kültürü ve eczacılarımızdan aldığımız güç ile, her konuda olduğu gibi eczacımızı bu konuda da yalnız bırakmayacağız.
 
Haftalık ilaç fiyat düşüşlerinden kaynaklı eczacılarımızın ekonomik kayıpları ise yıllık oranda bakıldığında %3 civarı olup eczacılarımızın taşıyamayacağı bir yük ve bir an önce çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. O anlamda ITS üzerinden yapılan bildirimler ve bu bildirimlere göre yapılacak ödemeler,  haftalık kayıplarımızın telafisi için önemli bir yöntemdir.
 
2012 SGK Protokolü’nün 3.7 maddesi kapsamında yer alan dağıtıma tabi reçetelerle ilgili olarak dağıtım sistemi aleyhine bir çok ilimizde olduğu gibi Adana’da da yürütmeyi durdurma ve iptal talepli davalar açılmış, aynı zamanda da gerek SGK gerekse Sağlık Müdürlüğüne yanlış beyanlar ile yazılı şikayetlerde bulunulmuştur. Adana Eczacı Odası olarak tüm eczacılarımızdan beklentimiz sisteme sıkı sıkıya sahip çıkmalarıdır. Birkaç eczacının insanların hastalıklarını ranta çeviren ve meslektaşlarının haklarını hiçe sayan bir tavırla sistemi bozmaya çalışmalarına hiç birimiz müsaade etmemeliyiz.
 
Son olarak da bölgemizde eczane açma kapama gün ve saatleri ile ilgili olarak 29.05.2012 tarihinde başlayan ve 17.07.2012 tarihinde sonuçlanan süreci sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum.
 
Öncelikle bizlere güvenen ve yapılan tüm görüşmelerde desteklerini yanımızda hissettiğimiz siz değerli meslektaşlarımıza ve yapılan görüşmeler boyunca bizlere yardımcı olan ve bizlerle birlikte davranan tüm Dostlarımıza Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ederim. Umarım bundan sonraki süreçte elimizdeki değerlerin kıymetini daha çok bilir ve onlara daha çok sahip çıkarız.
 
Çünkü bizler biliyoruz ki; önümüzdeki dönemde de aynı konuyu gündem etmek ve eczacının örgütlü yapısı dışında kişisel beklentileri doğrultusunda kararlar aldırmak isteyen meslektaşlarımız olacaktır. Yönetim Kurulu olarak bizler elimizden geldiği,  gücümüzün yettiği ölçüde ve hepsinden önemlisi sizlerden aldığımız güç ile bu ve bu tür çıkışların karşısında olarak mücadele edeceğiz. Ama tüm bunların yanında yapılan yanlışların bedelini hepimizin ödediğini unutmadan, birbirimizden farklı fikirlere sahip olsak da mesleki her türlü zeminde ortak paydada buluşmayı, doğru bilgi temelinde fikir sahibi olmayı ve çevremize doğru bilgiler aktarmayı başarabilmeliyiz. Bunları başaramadığımız takdirde ise hep övündüğümüz birlik beraberlik kavramlarının içini boşaltmakla kalmayacağımız gibi mesleğimize de en büyük kötülüğü bizler yapmış olacağız….
 
 


26 Temmuz 2012     Okunma Sayısı : 5871     Yazdır