TEK LİMAN

TEK LİMAN

 

Son yıllarda mesleğimizle ilgili neredeyse her konu “kritik süreç” başlığı altında değerlendirmeye tabi oluyor.

 

SSK reçetelerinin serbest eczanelerden de karşılanabilmesi ile başlayan süreç kapsamlı Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmaya başlaması ile sağlık alanında radikal dönüşümler olanca hızıyla devam ediyor. Bu sürecin kurucu ayakları olan İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Kamu Hastane Birlikleri Yasası hazırlıkları sürecin makro boyutlarında dönüşümlere işaret ederken, eczacılık alanında her geçen gün mikro boyutlarda ‘yeni’ düzenlemeler hayata geçiriliyor. Bir kısmı süregiden bir kısmı ise yeni sorun alanlarına tekabül eden bu düzenlemeler özellikle kamu sağlık hizmetinin SGK şemsiyesinde birleştirilmesinden itibaren eczacılığın gündeminden hiç düşmedi. İFK, Referans Fiyat, SGK’nın eşdeğer ilaç politikaları, ilaç alım protokolleri, OTC, İTS,  ve 6197 gibi başlıklar kendi başına eczacılık mesleğini derinden etkileyecek, dönüştürecek, değişimine neden olacak konular.

 

Bu başlıkların büyük çoğunluğu yerleri değişmekle birlikte gündemdeki sıcaklığını koruyor.

 

Son ayların kritik konusu ise ilaç firmalarının uyguladığı ticari ıskonto ve ilaç satış vadeleri. Bu konu eczane ekonomisinin yaşamsal sorunu haline gelmiş durumda. TEB, ilaç firmaları ile uzun süren görüşmeler neticesinde ciddi sonuçlar almaya başladı. Önemli üç firma yeni satış koşullarını açıklamış ve ilaç firmaların büyük çoğunluğu yeni satış koşullarına ilişkin hazırlık yaptıklarını ifade etmiştir.  

 

Görüşmeler, çalışmalar, çabalar bir yana buradan bir sonuç alınmasının en önemli nedeni; tüm eczacıların eczanelerinden haklı davamıza sahip çıkmış olmasıdır.

 

TEB ve Eczacı Odaları doğal olarak güçlerini üyelerinden alır. Destek verilmeyen hiçbir hareketin sonuca ulaşması beklenemez. Ancak eczane ekonomisine ilişkin böylesine somut bir müdahalenin tarafı olan meslek örgütü, bu mücadelede sadece görüşmeci rolünü alabilir. Her eczacı kendi eczanesinden koşulsuz, mazeretsiz bu çabaya destek verdiği taktirde sonuç almak mümkün olabilir. Yaşadığımız örnekte olduğu gibi meslektaşlarımızın bir ay boyunca gösterdikleri kararlı tavır sonucu elde edilen ekonomik fayda ve oluşan özgüven ortadadır.  

 

Yapılan görüşmeler neticesinde olumlu yaklaşım gösteren ilaç firmalarına teşekkürlerimizi sunarken; tehdit eden, muhatap almayan, koşullarını iyileştirmeyen firmaları da paylaşmamız gerekir. Bir firma açıkça eczacı örgütünü tehdit eden yazı yollamıştır. Bir ilaç firması yetkilisi ise satış koşullarında iyileştirme değil aksine daha fazla ısrar edildiği taktirde vadeleri ve ticari ıskontoları kaldıracağını ifade etmiştir.

 

İlaç firmalarından taleplerimiz kabul edilemeyecek boyutta değildir. Aksine mevcut şartlarda eczaneler ticari faaliyetlerini devam ettiremeyecektir. Azami 90 gün vade ve % 4 ile % 7 ıskonto sektörün rahatlamasını sağlayacaktır. Aynı zamanda sektörel işbirliği anlamına gelecektir.

 

2002 yılında yaşadığımız gibi bir günde ticari ıskontolar kaldırılmamış olsa da; rakamsal olarak gelinen nokta, o yıldan çok farklı bir sonucun olmadığını gösteriyor. SGK protokol görüşmeleri, değişen mevzuatlar, SUT uygulamaları ve eczanelerde artan iş yükü nedeni ile ilaç firmalarının satış koşullarında aralıklı olarak eczane aleyhine uygulamaları fark edilmemiştir.

 

Ekonomik olarak bakıldığında sadece bir ilaç firmasının şartlarını iyileştirdiği anda o firmanın ürünleri eczanelerimize % 5 oranında katkı sağlamaktadır. Bu oran sürdürülen mücadelenin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir.  

 

İlaçta durum, eczacılar açısından ilaç alım koşullarının eczane ekonomilerine etkileri konusunda TEB çeşitli yazılar yayınlamıştır. Eczacı odalarının dâhil olduğu komisyon çalışmalarını sunmuştur. İlaç firmaları ile birçok kez görüşülmüştür ve hatta bu görüşmelere TEB tarafından devam ediliyor. Bölgemizde sizlerle birçok defa toplantı yapıldı. Son olarak yönetici arkadaşlarımızla birlikte eczaneleri ziyaret ettik. 

 

Meslek birlikleri firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde sonuçları iletmeye devam edecektir. Sonuç alınamayan noktada tüm meslektaşlarımızın buna karşı reaksiyon göstereceklerini biliyoruz.

 

Bizler geleceğimize sahip çıkma irademizi dün nasıl sergilediysek bundan sonra da irademizi eksik etmeyeceğiz. Bu eşiğin başarı ile aşılamadığı durumda, ilaç satış koşulları keyfi ve tek taraflı uygulamalar ile eczacının üzerine yeni yükler yüklemeye devam edecektir. Bu koşullar altında eczanelerimizi yaşatmak için elimizdeki tek güç örgütlü hareket etme birbirimize güvenme gücümüzdür.

 

Bugün üzerimize gelen dalgalar belki yalnızca küçük tekneleri alabora edebilecek güçte, ancak unutmamamız gereken bir gerçek var ki; biz eczacı ailesi olarak hiçbir yol arkadaşımızı kaybetme lüksüne sahip değiliz. Çünkü tarih göstermiştir ki o dalgalar küçük tekneleri ortadan kaldırdıktan sonra sıra kendine en ‘güvenenlere’ de gelecektir. Örgütlülük ve dayanışma şiddeti artacağı belli olan fırtınadan hepimizi koruyabilecek olan tek limandır.

 

Ecz. Burhanettin BULUT

Başkan


31 Temmuz 2009     Okunma Sayısı : 3933     Yazdır