BÜYÜK KONGRENİN ARDINDAN

Büyük Kongrenin Ardından                                         


Değerli Meslektaşlarım;                                                

        35. Büyük Kongre 15-18 Aralık 2005 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleşti. Kongreye ilgi ve seçime katılım üst seviyede idi. 280 delegenin tamamı da oy kullandı.

        Seçime yoğun katılım ve kongreye olan yüksek ilgiye rağmen mesleğimizin geleceğini şekillendirebileceğimiz tartışma zemini maalesef oluşturulamadı.

        Mesleğimizle ilgili son yıllar değerlendirildi. Bir anlamda geçmiş değerlendirildi. Önümüzdeki dönem sonuçlanacak olmasına rağmen; Sağlıkta dönüşüm projesi, OTC, ilaçta reklam, veri imtiyazı, AB uyum yasaları, Sosyal güvenlik kurumlarının birleştirilmesi, genel sağlık sigortası, tek tip bütçe uygulama talimatı, Ulusal İlaç Kurumu, büyüyen ilaç pazarına özellikle dışsal müdahale, kurum iskonto pazarlıkları, 6197 sayılı eczacılık yasası, ilaç sanayinin kendi arasındaki rekabeti gibi sıralayabileceğimiz bir çok hayati konu, kongrenin gündeminde yeterince yer almadı.

        Kişisel ithamlar kongreye damgasını vurunca da yönetime girmeye dönük kişisel beklentilerde tahrik edilmiş oldu.

        Kongreler belli tarih aralığında yapılır. Fakat kongrenin sonuçları kalıcıdır ve en az iki yıla yayılır. Tüm meslektaşlar, oda ve TEB yöneticileri olarak hepimiz kongreyi bir tarih aralığına sıkışmaktan kurtarmalıyız. Önümüzdeki iki yılın tüm platformlarına katılarak mesleğimizin geleceğine ilişkin tasarı ve görüşlerimizi sunmalıyız, birlikte değerlendirmeliyiz.

        Mesleğimizin önündeki iki yılı mesleğimiz adına nihai kararların alındığı yıllar olacaktır.

        Kongrede başlayıp hala devam eden meslektaşları tahrik etmeye dönük davranış ve yazılardan vazgeçerek önümüzdeki süreçleri doğru değerlendirmeliyiz.

        Bu nedenle platformlara ve kararlara katılım hepimiz açısından bir zorunluluktur. Örgütsel doyumu örgüt hiyerarşisinde bir yerde olmaktan çok, yaratılan ortak projelerde, ortak umutlarda, ortak başarılarda olduğunu algılamak zorundayız.        

Adana Eczacı Odası katılımcılığın, mesleğin geleceğine ilişkin her türlü tasarımın, ortak akıl, ortak davranışın kararlı bir savunucusu olacaktır. Mesleki dayanışmanın yolu da bu kavramların savunulmasından geçer.

        Tarihsel olarak kazanımlarımızla, mesleki dayanışmamız arasındaki bağı sürekli hafızalarımızda canlı tutmalıyız.

Saygılarımla

Ecz. Burhanettin BULUT

BAŞKAN


28 Aralık 2005     Okunma Sayısı : 3990     Yazdır