Değerli Meslektaşlarımız,
Türk Eczacıları Birliği web sitesinde yayınlanan yazı ile;
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK, son zamanlarda sağlıkta tasarruf gerekçesi ile yapılan düzenlemelere ve bunun son örneği olarak basına yansıyan ilaç katılım paylarının emeklilerde yüzde 15e, çalışanlarda yüzde 30a çıkacağına yönelik haberlere karşı, yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklama şöyle:
Bizler, tasarruf denince akla sağlık ve ilaç gelmesinin hasta ve toplum sağlığı için ağır bedelleri olacağına sürekli dikkat çekmekteyiz. Ancak, kriz derinleştikçe bütçe açığını kapatmanın çaresini yine sağlık harcamalarını kısmakta buluyorlar. Kamunun sağlık harcamalarının kısılması, bu harcamanın zorunlu niteliği göz önünde bulundurulduğunda, hastanın cebinden çıkacak miktarın artması anlamına gelir. Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık harcamalarını kısmak için son dönemde sağlık iyileştirme mantığını yerle bir eden son derece yaratıcı çözümler geliştirmekte. Son birkaç haftada hiperlipidemi, hepatit, kolesterol gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların verilme koşullarının zorlaştırılması, katılım payı alınan ilaç sayısının artırılması gibi hastanın ilaca ulaşmasını zorlaştıran çeşitli önlemleri bir bir hayata geçirdiler. Aynı zamanda 1 Ağustostan itibaren geçerli olacak uygulama ile, eşdeğer ilaç bandını yüzde 22den yüzde 15e çekerek hastanın cebinden ilaca ödeyeceği bedel yüzde 7 oranında artacak. Şimdi de, ilaç katılım paylarının emekliler için yüzde 10dan 15e, çalışanlar için yüzde 20den 30a çıkartılması düşüncesi, basına yansıdı.
Son düzenlemelerle, ilaç bedelinin neredeyse yüzde 50si vatandaşın cebinden çıkacaktır. SGKnın tasarruf anlayışının Kurum ödemesin de kim öderse ödesin olduğu çok açıktır. Çalışanlara ve emeklilere yüzde 10 zam yapmayan mantık, ilaç katılım payını yüzde 10 oranında artırmayı düşünebilmektedir. Bizler, hastalarımızın ilaçlarını ne zorluklarla aldığını iyi bilmekteyiz. Hastalara yüklenen her kuruş, ilaç almalarını biraz daha zorlaştırmaktadır. Bu da, ilaçla tedavi edilebilecek hastalıkların daha vahim sonuçlara yol açarak hastaya ve kamuya daha çok zarar vermesinin önünü açmaktadır.
Konu ile ilgili temel endişelerimizden birisi ise, emekli, çalışan ve hastaların haklarını koruması gereken kişi ve kurumların bu söylentiler karşısında sessiz kalması, hatta bazılarının vatandaşların yastık altında olduğu varsayılan paralarını harcamaları yönünde teşvik kampanyalarına katılmalarıdır. Bizler, hastalarımız için tek başımıza endişeleniyor olmaktan son derece endişeliyiz.
Neyse ki, katılım paylarının yüzde 10la 20 arasında olacağı ve Kurumun sadece bu bantta hareket edebileceği 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hüküm altına alınmıştır. SGKnın katılım paylarını yükseltmesi kural tanımazlıktan kanun tanımazlığa terfi etmesi anlamına gelecektir. Biz, bu katılım payı yüzdelerinin ne SGK tarafından, ne de Kanun değişikliği ile değiştirilmeyeceğine inanmak istiyoruz. Bu uygulamayı yapmaya cesaret edeceklere, bunun sağlık bedelinin ve dolayısıyla toplumsal bedelinin çok ağır olacağını hatırlatıyoruz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
BASIN BÜROSU
27.07.2009